Had ve kısas nedir ?

Koray

New member
Had ve Kısas Nedir? Veriler, Örnekler ve Toplumsal Yansımalar

Merhaba arkadaşlar,

Bugün sizlerle, hukuk ve adalet sistemlerinin en çok tartışılan kavramlarından ikisine değinmek istiyorum: Had ve Kısas. Bu kavramları duyduğunuzda belki aklınıza İslam hukuku gelir, belki tarih kitaplarındaki cezalandırma yöntemleri. Ama işin ilginç yanı, bu kavramların sadece dini veya tarihi boyutlarıyla sınırlı olmaması; toplumsal, psikolojik ve hatta kültürel yönlerinin de olmasıdır. Bu başlıkta konuyu verilerle, örneklerle ve samimi bir tartışma üslubuyla ele alalım.

Had Nedir?

Had kelimesi Arapça kökenli olup “sınır” ya da “engel” anlamına gelir. İslam hukukunda had cezaları, Allah tarafından belirlenmiş, kesin sınırları çizilmiş cezalardır. Yani hâkim, kendi takdirine göre bu cezaları hafifletemez veya ağırlaştıramaz. Örneğin:

- Zina

- Hırsızlık

- İçki içmek

- Yol kesme (eşkıyalık)

- İftira

Bu suçlara karşı uygulanan cezalar “had” kategorisine girer. Tarihsel örnek olarak Osmanlı’da hırsızlık yapan birine el kesme cezası uygulanmış olması verilebilir. Ancak günümüzde birçok İslam ülkesinde bu cezaların uygulanışı tartışmalı bir noktadadır.

Kısas Nedir?

Kısas kelimesi “denk karşılık” anlamına gelir. Birinin işlediği suçun benzeriyle cezalandırılmasıdır. En bilinen örneği, “cana can, göze göz” ilkesidir.

- Bir insan öldürülmüşse, katilin de öldürülmesi kısas kapsamına girer.

- Birine fiziksel bir zarar verilmişse, fail aynı zararla cezalandırılabilir.

Ancak burada önemli bir nokta vardır: Kısasta mağdurun ailesi veya mağdurun kendisi (zarar hayattayken gerçekleşmişse) affetme hakkına sahiptir. Örneğin, bir cinayet davasında maktulün ailesi kısastan vazgeçip diyet (kan bedeli) talep edebilir. Bu, sistemin katı olmasının yanında esneklik barındıran bir yönüdür.

Veriler ve Günümüzde Uygulamalar

Bugün dünyada had ve kısas cezaları hâlâ bazı ülkelerde uygulanmaktadır. Örneğin:

- Suudi Arabistan’da hırsızlık suçlarında el kesme, zina suçlarında recm (taşlama) veya kırbaç cezaları uygulanabiliyor.

- İran’da kısas hükümleri geçerli. Örneğin, bir katilin mağdur ailesinin kararıyla idam edilmesi veya affedilip diyet ödemesi söz konusu olabiliyor.

- Pakistan’da kısas hükümleri ceza kanununa dahil edilmiştir ve özellikle cinayet davalarında mağdur ailesi affetme hakkını kullanabilmektedir.

Amnesty International verilerine göre, 2022 yılında dünyada en çok idam cezası uygulayan ülkeler arasında İran ve Suudi Arabistan ön sıralarda yer almıştır. Bu cezaların önemli bir kısmı had veya kısas kapsamındadır.

Erkeklerin ve Kadınların Bakış Açısı

Toplumsal cinsiyet açısından bakıldığında, had ve kısas cezalarına yönelik algılar da farklılık gösterebiliyor:

- Erkeklerin Bakışı: Erkekler çoğunlukla sonuç odaklı düşünüyor. “Bir insan öldürülmüşse karşılığı da ölüm olmalı”, “Hırsızlık toplumun düzenini bozar, kesin çözüm sert cezalardır” gibi pratik ve stratejik yorumlar öne çıkıyor. Erkeklerin yaklaşımı genellikle adaletin kesin ve hızlı sağlanması yönünde oluyor.

- Kadınların Bakışı: Kadınlar ise çoğu zaman bu konuyu duygusal ve sosyal etkiler açısından ele alıyor. “Ya affedersek daha hayırlı olur mu?”, “Katili öldürmek bir başka acıyı dindirir mi?”, “Çocuğu suç işledi, ama ceza aileyi de dağıtıyor” gibi sorular kadınların empati ve ilişkisel yaklaşımını gösteriyor. Bu da had ve kısas gibi sert cezaların sosyal boyutunu gündeme getiriyor.

Toplumsal ve Kültürel Etkiler

Had ve kısas cezaları toplum üzerinde hem caydırıcı hem de tartışmalı etkiler bırakıyor:

- Caydırıcılık: Bu cezaların uygulandığı toplumlarda suç oranlarının azaldığını savunanlar var. Örneğin, Suudi Arabistan’da had cezalarının caydırıcılık sağladığı iddia ediliyor.

- Tartışmalı Yanlar: İnsan hakları örgütleri ise bu cezaların insanlık onuruna aykırı olduğunu ve modern hukuk anlayışıyla bağdaşmadığını söylüyor.

- Kültürel Farklılıklar: Batılı ülkelerde kısas fikri genellikle “ilkel” bulunurken, bazı doğu toplumlarında ise “adaletin tam karşılığı” olarak görülüyor.

Gerçek Hayattan Örnekler

- İran’da 2009 yılında bir kadın, kendisine asit atan adamın gözlerinin kör edilmesi için kısas hakkını kullanmak üzere mahkemeye başvurmuş, ancak son anda affetmiştir. Bu olay dünya basınında geniş yankı uyandırmış ve affın gücü tartışılmıştır.

- Pakistan’da bir cinayet davasında maktulün ailesi kısastan vazgeçip diyet almayı kabul etmiş, bu da ülke içinde hem eleştirilere hem de takdirlere yol açmıştır.

Forumda Tartışmaya Açık Sorular

- Sizce had cezaları modern dünyada uygulanabilir mi, yoksa artık tarihte mi kalmalı?

- Kısas cezaları gerçekten adalet duygusunu tatmin ediyor mu, yoksa intikam kültürünü mü besliyor?

- Erkeklerin pratik, kadınların empatik bakışı bu cezalar konusunda nasıl dengelenebilir?

- Toplumun düzeni için sert cezalar mı, yoksa rehabilitasyon ve affetme mi daha etkilidir?

Sonuç

Had ve kısas, tarih boyunca toplumların adalet arayışında başvurduğu iki önemli kavram. Günümüzde ise bir yandan caydırıcılık ve kesinlikleriyle savunulurken, diğer yandan insan hakları ve modern hukuk ilkeleriyle çeliştikleri için eleştiriliyorlar. Erkeklerin sonuç odaklı, kadınların sosyal ve duygusal bakışı bu konuda çok şey söylüyor.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Adaletin sağlanmasında had ve kısas gibi cezalar mı etkili olur, yoksa daha insani çözümler mi bulunmalı? Gelin bu tartışmayı beraber büyütelim.